Ana içeriğe atla

Antalya Kaleiçi

  Mart ayının ilk günlerinde Antalya'daydım. İki gün otelde kalıp son günü Kaleiçi'ni gezerek değerlendirdik. Daracık sokaklardan inerek yat limanına vardığımız, tekne gezisiyle taçlandırdığımız harika bir gezi oldu.

İzmir'den Antalya'ya uçmak büyük bir keyif. Akdeniz coğrafyası beni her seferinde büyülüyor.

 Falezlere binlerce metre yüksekten bakmak büyük bir mutluluk benim için. Sırf şu görüntü için bile tekrar tekrar gidilir Antalya'ya.

 (Cumhuriyet caddesinden surlar arkasındaki Akdeniz'e bakıyoruz.)

 Kaleiçi restore edilmiş eski evleri ve daracık sokaklarıyla eski tarihi dokusunu günümüzde de yaşatmayı başarmış.

"Kaleiçi; büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları Antalya'nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtır.
 1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle "Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu" tarafından "SİT bölgesi" olarak koruma altına alınmıştır. Turizm Bakanlığı'na "Antalya- Kaleiçi Kompleksi" restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 1984’de FİJET (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir. Günümüzde Kaleiçi otelleri, pansiyonları, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiştir.
 Antalya Kaleiçi, batıda deniz, kuzey ve doğuda ana caddeler ve bu caddelere paralel uzanan ve günümüzde de bir kısmı ayakta olan surlarla sınırlandırılmıştır. Bu belirgin sınır eşikleriyle Kaleiçi, kent merkezindeki katlı yapılaşmadan korunabilmiş, geleneksel doku, günümüze kadar korunarak özgün yaşayabilmiştir."*



Dar sokaklara geçmeden önce Antalya falezlerine kurulu bir kahvehanede çay-kahve içtik. Manzaraya doyamadık, güneşin de bizden yana olduğu berrak bir hava vardı.


Sokak aralarında bir çok dükkan var. Ben de sevdiklerime hediye etmek için birkaç magnet ve kartpostal aldım. (Kartpostalları tarayarak bloga ayrı bir post olarak ekleyeceğim.)


İçine girecek zamanım olmadığı için bu şirin müzenin sadece önünden geçebildim, bi dahaki sefere içine de girmeyi umuyorum.

Eski liman olarak da bilinen yat limanında korsan gemilerine binip 5 liraya falezleri yakından görme imkanına erişiyorsunuz.


Pisi dostu kentimiz Antalya imiş :)

Tekneye binmeden önce birşeyler atıştıralım dedik ve teknelerin biraz ilerisinde bulunan Mavi Balık'a girdik. Oldukça uygun fiyata lezzetli balık ekmek yiyebilirsiniz. Mavi-beyaz dekorasyonuyla şirin mi şirin bir yer.


Tekne gezimizden kareler:






Umarım yakın zamanda Antalya'ya yolunuz düşer ve doğa harikası masmavi denizle tarihi kent surlarını buluşturan Kaleiçi'ne uğrama fırsatınız olur.
Keyifli Günler!


*Kaynak: TC Kültür Ve Turizm Bakanlığı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age