Ana içeriğe atla

İlk Psikiyatri Hastanesi: Asklepion

  İçinde bulunduğumuz coğrafya tıbbın kurucu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Tıbbın babası Hipokrat İstanköy (Kos Adası) doğumludur ve çeşitli Anadolu illerinde hekimlik yaptıktan sonra tekrar İstanköy'e dönerek hekimliğe burada devam etmiştir. İstanköy Bodrum'un karşısında yer alan bir Ege adasıdır.
  O dönemlerde yurdumuzda üç önemli sağlık merkezi bulunmaktaydı. Hipokrat'ın bulunduğu Kos Adası, Epidaurus ve Asklepion.

  Çağımızın ilk sağlık merkezlerinden ve ilk psikiyatri hastanesi olan Asklepion da Bergama'da yer alıyor. Sağlık tanrısı Asklepius adına, M.Ö. IV. yyda kurulmuş olduğu tahmin ediliyor. Dönemin en önemli hastanesine girmek hiç kolay değildi. "Propylon" (pro: ön, pylon:kapı) adı verilen avluda hastalar muayene ediliyordu ve şifa bulamayacak hastalar alınmıyordu. En sonunda da bir kalas üzerinde yürütülüyorlar, düşenler hastaneye kabul edilmiyordu.
  Peki hastalar nasıl tedavi ediliyordu? Şifalı sular, çamur banyoları, masaj, müzik sesleri ve temiz havayla hastalar şifa buluyordu.

Asklepion girişinde bulunan sütunlar

Hastalar bir merdivenden inerek bu koridora giriyorlar. Merdivenlerin ve koridorun kenarından su akıtılıyor, hastaların suyun şırıltı sesiyle sakinleşmeleri sağlanıyor. Bu tünelden geçerek arınıyorlar.

Bu tünelden yüksek duvarlı bir avluya geçiş var.

Duvarın üst kısmına dikkat ederseniz delikler var. Bu deliklerden hastalara afyon gönderiliyor. (Rehber böyle anlatmıştı)

Asplepion'da oldukça büyük bir antik tiyatro da bulunuyor. Bu da bir şifa yöntemi :)

Günümüzde tıbbi araştırmalarda dünyayla pek fazla boy ölçüşemiyoruz ama tıbbın doğduğu topraklarda yaşıyoruz. En azından bunun farkında ve bilincinde olalım. Umarım bir gün yolunuz düşer...



 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age