Ana içeriğe atla

L'écume Des Jours (Günlerin Köpüğü), Boris Vian

  Kimi kitaplar belli bir temel üzerinde yazılır. Bir kuramın çerçevesinde şekillenir hikayenin örgüsü. Bu kitaplar da belli bir nitelik taşırlar elbet. Yusuf Atılgan'ın psikanalistik mekanizmayı kullanarak yazdığı Aylak Adam gibi. Veya varoluşçu kaygılarla ele alınmış Sartre'ın Bulantı'sı gibi.





  Boris Vian'ın kitabı felsefe ve sinirbilim alanlarından çok farklı bir tarzda, müziğin temelinde yazılmış bir kitap. Ayakları caza oturmuş bir hikaye. Özgünlüğü de müziği kuramsallıktan çıkarıp bir romana dönüştürmesinde saklı elbet. Şarkıların karaktere dönüştüğü fantastik bir anlatım var. Müzik kulağımızla bilincimize gelen bir algı olmaktan çıkmış ve elle tutulabilir olmuş.
  Chick Jean Soul Partre ile ilgili bir konferansta güzelim Alise ile tanışır. Alise aşçı Nicolas'ın da yeğenidir aynı zamanda. Colin her kıza aşık olduğu gibi Alise'e de aşık olmuştur. Tabi bu aşk Alise Chick'le beraber olduğu için başlamadan Colin'in yüreğine gömülmüştür. 


(piyanokteyl)

  Bu harika kitap Michel Gondry tarafından yeniden beyazperdeye aktarılacak. IMDB'de 24 Nisan'da gösterime girecek olarak görünüyor. Ancak bize gelir mi, gelirse ne zaman gelir bilmiyorum. Romain Duris Colin'i, Audrey Tautou ise Chole'yi canlandıracak.
  Caz müziğin duayeni Duke Ellington'a ithaf edilen kitap şu önsözlerle başlar:
   " Sadece iki şey vardır; güzel kızlarla aşk, her şekilde aşk; bir de New Orleans veya Duke Ellington'ın müziği. Geri kalan her şey gitmeli, çünkü geri kalan her şey çirkindir... "
  Cazı hayatının merkezine koymuş Colin'in başından geçen talihsiz bir aşk hikayesidir Günlerin Köpüğü. Cazı kokteyle dönüştüren icadı piyanokteyl ile yüzlerimizi büyük bir tebessüm yerleştiren Colin kızlara aşık bir adamdır. Aşçısı Nicolas ile diyalogları ise büyük fransız aşçı Geoffrey Giuliano'ya göndermeler içermektedir. Colin'in en yakın arkadaşı Chick ise Jean Soul Partre'ın her kitabını, plaklarını ve eşyalarını almaya gönül vermiştir. Yazımın başındaki Sartre'dan Bulantı örneğini tesadüfen vermedim, çünkü bütün kitap Sartre'a göndermeler içeriyor. Bu göndermeler de oldukça alaycı.



  Chole ile tanışan Colin ona aşık olur, çok sever. Parasını Chole'yi mutlu etmek için harcar. Ancak mutlu günler kısa sürer. Chole'yi fantastik bir hastalık yakalar. Colin'in ruh değişimlerini kötüleşen müzik zevkleriyle algılarız.
  Hikaye durağan bir ruh hali içinde iyiden kötüye veya kötüden iyiye akmaksızın birbiri içine geçmiş durumlarla yansıtılır. Bizi en çok etkileyen de bir mutsuzluğun içinde kendimizde yakaladığımız ufak tebessümler ve mutlu anlardaki hüzündür. 
  Algımızı bütün bütün bozacak, müzik temeliyle ruhun gıdası, fantastik kitapların en büyülüsü Günlerin Köpüğü insanın ayağını yerden kesen bir kitap. Bir çırpıda okunuyor ama etkisi büyük.




Duke Ellington'dan Chloe

  Kitabın başında yer alan eleştiriyi romanı bitirdikten sonra okumanızı tavsiye ederim. Kitabı okumaya yetecek ışığı önsöz sağlıyor zaten...

L'écume des jours(2013) Full Cast



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age